Nörotransmitterlerin Öncüleri Aminoasitlerdir.
Nöronlar arasında veya bir nöron ile başka tür bir hücre arasında iletişimi sağlayan kimyasallara nörotransmitter denir. Sinir sistemi boyunca sinirsel sinyaller bu kimyasal taşıyıcılar yardımıyla iletilir.
- Asetilkolin.
- Dopamin.
- Serotonin.
- GABA.
- DOPA.
- Taurin.
- Histamin.
- Noradrenalin
- Adrenalin
- Aminoasitler eksilirse nörotransmitterler de eksilir.
PEKİ AMİNOASİTLER NEDEN EKSİLEBİLİR?
Cıva ve aminoasitler:
Hücre çalışmaları, cıva maruziyetinin doğrudan dopamin, norepinefrin ve serotonin alımını ve salınımını etkilediğini göstermektedir.
Dolaylı olarak, cıva yükü, nörotransmitterlerin öncüleri olan spesifik amino asitlerin tükenmesi veya zayıf asimilasyonuyla ilişkilendirilebilir.
Örneğin taurin, metiyonin/sisteinden türetilen bir nörotransmiterdir. Bu sülfidril amino asitlerin mevcut havuzları, glutatyon/GSH’nin metal kaynaklı yüksek devri ile tüketilebilir.
Cıva yükü ile ilişkili kalıcı kandidiyazis/disbiyoz, sırasıyla dopamin/norepinefrin ve serotoninin öncüleri olan fenilalanin/tirozin ve triptofan gibi aromatik amino asitlerin emilimini tehlikeye atabilir (Quig, yayınlanmamış gözlemler).
Şartlı olarak esansiyel bir amino asit olan sisteinin, metal yükünün kronik stresiyle tükeneceği açıktır.
Toksik metal birikimi olan bir hastaya sistein verilmeli midir?
Toplam vücut cıva yükü tüm yavru ve anne grupları için benzer olmasına rağmen, beyin cıva konsantrasyonları sistein verilen anne ve yavrularda önemli ölçüde arttı.
Çalışmalarda, metilcıvanın kan- beyin bariyerini aşma mekanizmasının, L-lösin tercih eden sistem olarak da bilinen büyük nötr amino asit (LNAA) taşıma sistemi olduğu açıkça gösterildi.
Bu çalışmalara dayanarak, metal yükü olan bir hastada (örn. günde üç kez 500 mg 500 mg) sistein (Lsistein veya N-asetilsistein olarak) cıvanın vücuttaki dokulardan ve organlardan beyne yeniden dağılımını kolaylaştırabileceği görüldü.
L-lösin, metilcıva-sistein kompleksinin kan beyin bariyerinden taşınmasını engeller. Bu nedenle, yeterli miktarlarda lösin ve valin, izolösin, fenilalanin, tirozin ve triptofan dahil Lamino asit taşıma sistemi için rekabet eden diğer amino asitlerle birlikte küçük miktarlarda sistein vermek için ihtiyatlı olunmalıdır.
Burada önemli olan nokta, günlük farmakolojik sistein/NAC dozlarının, toksik metallerin olumsuz nörolojik etkilerini şiddetlendirme potansiyeline sahip olmasıdır.
Ağır metal detoks protokolü ile glutatyon/GSH’ın optimal seviyelere ulaşması ile düzene giren sistein metabolizmasının işlevselleşmesi, bu nörotransmitterlerin öncüleri olan önemli amino asitleri vücuda sağlayacaktır.
Kurşun ve aminoasitler:
Kurşun, böbrek içindeki mitokondriyal fosforilasyonu ve oksidasyonu bozarak enerjiye bağlı taşımada azalmaya yol açar. Bu bozulmuş taşımanın nihai sonucu fosfatüri (İdrarda aşırı miktarda fosfat tuzlarının bulunması), glikozüri (idrarda glukoz /şeker bulunması durumudur) ve aminoasidüri (idrarda normalden yüksek amino asit görülmesi durumudur. Normal olarak idrarda az miktarda amino asit bulunur. Ancak amino asit oranının yükselmesi durumunda metabolizma bozuklukları, kronik karaciğer hastalıkları ve böbrek bozuklukları görülebilir).
Kurşun kaynaklı idrarda yüksek aminoasit ölçümü, vücudun yüksek aminoasit kaybını temsil eder.
Proteaz enzimleri ve aminoasitler:
Proteaz enzimleri, proteinlerin sindiriminden sorumludur. Proteaz enzimleri ile sindirilen proteinlerin en küçük yapı taşı ise aminoasitlerdir. Proteinleri en küçük yapı taşına ayıracak protein sindiren enzimlerin ağır metaller ile bloke edilmesi en çok vurguladığım konulardan. Aynı zamanda ağır metal kaynaklı sindirim enzim blokasyonları, benim en derin yaşadığım sorunlardan biriydi bir zamanlar. Tam olarak bloke olan enzimlerimi kurtarabilmek için ağır metal detoksunu ciddiye aldım diyebilirim. Bu blokasyonları farketmeden önce ”40 yıl bana hiç bir zararı olmadı, beni hasta eden şey ağır metaller olamaz” yanılgısındaydım. Yanıldığımı fark etmek sağlığımı kurtardı.
Özetle; Aminoasitleri takviye edenler, aminoasitleri tüketen bu metallerin birikimine sahipse, delik bir kabı suyla doldurmaya çabalıyor olabilir. Eğer şanslıysanız delik küçükse kap bir süre sonra dolabilir. Eğer delik büyükse, önce bu metalleri çıkartarak deliği tamir ediniz.
Hatırımda kalan bir detay da, Türkiye de ilk emeramide kullanan 7 yaşında otizmli bir çocuğun, kan testlerinde ilk düzelen bulgunun aminoasit sevilerinin, 7 yıldır ilk defa normal seviyelere ulaşmasıydı. Burada ağır metal detoksu ve optimal aminoasit seviyeleri arasında pozitif bir bağlantıdan söz edilebilir.
Klasik bir cümle ile bitirelim: bu konuda daha fazla araştırma yapmaya değer.
Aminoasitler ne işe yarar öğrenmek için tıklayınız.
Ağır Metal – Mineral Testleri Ve Yorumları, Detoks Ve Kaçınılması Gereken Destekler İçin, İhtiyacı Olanlara Naturopatik Eğitim Ve Danışmanlık Verilmektedir.