2016 dan 2023 e  Karanlıktan Aydınlığa

*2023 yılına anlatmak ve yapmak istediklerime saatlerin, günlerin, ayların yetmediğini anlayarak girdim. İçimde büyük bir enerji var, yazılara daha fazla dökülmesi gereken, yol ve çare arayanlara yeni perspektifler açmasını ümit ettiğim bir enerji.

Yaklaşık 3-5 yıl önce, sağlığımızı bozan temel faktörlerde, toksik ağır metallerin çok önemli yer tuttuğunu söylediğimde tek başımaydım.

Bu süreçte yazdıklarımı ciddiye alan ve almayan binlerce insan oldu. Ciddiye alanlarla, yavaş ama doğru bir sağlık yolculuğuna çıktık. Ciddiye almayanlar da, ağır metal hasar yolları hakkında benim yaşadıklarımı ve bildiklerimi bilseler, kronik toksisiteyle savaşmak için hiç vakit kaybetmezlerdi.

Ama ne kadar anlatırsanız anlatın, faydalı bilgiler sadece karşı tarafın anlama ve öğrenme kapasitesi kadar.

3-5 yıl önce sağlığıma kavuşmamın önünde kapkaranlık bir tünel vardı. O tünelde kendi ilerlemem için, tecrübe – araştırma-  inanç ve pozitif yaklaşımlar ile yaktığım meşaleler, artık aynı tünelden geçmesi gereken hemen herkesin yolunu aydınlatacak güce ulaştı.

Bilemezsiniz, o meşaleleri her şey karanlıkken tek başına yakmak ne zordu !!!

Bize ulaşan ve sağlık yolunda ayağı tökezleyen herkesin elinden samimiyetle tutmaya çalıştım. Sağlık gelişimi yaşayan herkesle mutlu oldum, gelişimi –henüz- başaramayan herkesle de üzülüp, çözüm aradım. Ümitsiz olmayınız, çünkü herkes için bir yol vardır. Ama bazen çözüm göremediklerimizin ötesindedir…

Bilemezsiniz, o tünelde tek başına ve ilk yürüyen insan olmak ne zordu !!!

2022 yılından çok önemli bir ders aldım;

Sağlık yolunda tökezlerken elinden tutmaya çalıştığım insanlar destekleriyle, bu yolda karşılaştığım birçok zorlukta, devam etme gücümü arttırdı.

Ama her şeyin bir de karanlık tarafı var; Zamanında düşerken tutmaya çalıştığım bazı eller ve karanlık tünelde ellerine meşale vermeye çalıştığım bazı eller, benim tökezlememi bekleyip, bir çelme de onlar atmaya kalkıştı.

Üzücü, hatta derinden üzücü.

Toksik metaller ile tek başıma, önümü görmeden savaşan ben, bu toksik duygular ile mücadele etmeyi kendime reva görmüyorum.

Herkes her şeyi bilmez, herkes her şeyi tahmin edemez, herkes her şeyi doğru yapamaz. Aynı ben gibi… Derler ya ‘’hayat biz plan kurarken başımıza gelenlerdir. ‘’ İlerlemeye gayret ettiğimiz yolun, sadece iyi niyet ve samimi pozitif duygularla devam etmesi en büyük arzum.

Bunlar da benim samimiyetle dile dökmek istediklerim.

Hepimiz başkalarının yanlışlarını aramak yerine, kendi yanlışlarımıza odaklanmalıyız. Çünkü başkalarının yanlışlarına odaklandığımızda, doğruları görmeyi ve takdir etmeyi unutuyoruz. Bu da bir hastalık ve çözümü ‘’önce kendindeki yanlışı görebilmek.’’

2023 yılında, beni tökezlemem için hızla yere savurmaya çalışan insanlara rağmen, yeniden herkese güvenmeye odaklanacağım. Çünkü hayat samimiyetle, dayanışmayla ve pozitif duygularla güzel…

Eğer hayat yolunda tökezlerseniz, her zaman elinizden tutacak eller olması dileğiyle… Çünkü aksi oldukça yıpratıcı.

 

İşte hikayemin başına geri dönüyorum, iyi ki bu yolu yürümüşüm !!!

*2016 yılına büyük bir otelin kral dairesinde girdim. ‘’Yeni bir yıla nasıl başlarsanız öyle geçer’’ derler ya. Hiç öyle olmadı. 2016 yılının sonbaharında sağlık sorunlarım başladı. Senenin başlarında kulak dolgunluğu ile başlayan sorunlarım sonbaharda sinüzit teşhisiyle ve yapılan antibiyotik tedavisi ile kontrolden çıkmıştı.

(Otel hatalı rezervasyon ile normal oda kalmadığı için bizi standart oda fiyatı ile kral dairesinde ağırlamıştı, yanlış anlaşılmasın bohem hayatı sürdürecek bir yaşam standardım yok.)

*2017 yılına umutla girdim, gerekli tedaviyi yapıp iyileşecek ve sağlıklı günlerime en kısa sürede geri dönecektim. Hiç geçmeyen damak yaraları, yutkunma ve sinüs sorunları, sayısız test, hastane, doktor, klinik araştırmaları ard arda konulan otoimmün hastalık teşhisleri ve dayanılmaz fiziksel ağrılar…. hatırladıklarım….

*2018 yılına umutla girdim, mutlaka bir uzman sorunu anlayacak ve bana yardım edecekti. Konulan teşhis ve tedaviler sonunda yutkunamama sorunum artık konuşmama bile engel olacak düzeydeydi, artık hiçbir şey yiyemiyor, çoğu zaman göremiyor, zorlukla yürüyor ve evden dışarı çıkamıyordum. Tedavi yapıldıkça sağlık koşullarım düzelmek yerine daha da ağırlaşmıştı. Beklediğim tedavi veya uzmanlar ile yolum hiç kesişmedi.

*2019 yılına ümitlerim tükenmiş girdim. Sağlık sistemi de benden ümidini kesmişti. Hayatta kalan günlerimi sayıyorduk. 2019 yılbaşı gecesini hiç unutmuyorum, herkes envai çeşitli yılbaşı ziyafetlerindeyken ben tek bir pirinç tanesi bile yiyemiyordum. Açtım, vücudum yıkım içindeydi, daha fazla dayanacak kapasitesi kalmamıştı. 2020’yi görebileceğimi sanmıyorduk.

Tüm tıp sistemi ile ilişkimi kestim. Ve enzimler, ağır metal detoksu ve mineraller ile adeta yeniden doğdum.

*2020 yılına tüm semptomlarım gerilemiş, acısız ve ağrısız girdim. Artık rahatça yutkunabiliyor, beslenebiliyor, günlük hayatımı yaşayabiliyordum. Yeni yılı herkes gibi zevkle, enerjiyle karşılayabildim. Daha fazla ne istenir ki. Hiç acısız ve ağrısız uyumak, her yeni güne enerji dolu uyanmak, hiç fiziksel acı çekmemek, dünyadaki en büyük armağandı. Artık yaşanacak çok şey vardı önümde.

*2021 yılına tüm dünya gibi karantina önlemleri ile girdik. Özel bir şey yazmayacağım çünkü artık normal olmak, normal geliyor. Zor günler geçtikten sonra, insan o günleri hiç yaşamamış gibi hissediyor.

*2022  yılına merakla girdim. Bu yeni yıldan veya yeni günden en büyük beklentim, anlatmaya çalıştıklarımın anlaşılabilmesiydi. Çünkü imkansız görülen durumlarda bile çok fazla seçenek olabileceğini keşfettim.

Eskisi gibi olmak istemiyorum. Eski hayatım beni hastalık koşullarına iten yanlışlar ile doluydu. Sağlığa giden yolun kapısı, para, güç veya uzmanlar ile değil sizin bakış açınız ile açılır. Akılla ve bedenle emek vererek açılır.

Şimdi kendinize sorunuz:

– Yeterince açık fikirli misiniz?

– Yeterince emek vermeye hazır mısınız?

Sihirli bir ilaç, takviye ve tedavi yoktur.

Son 5 yılımın her günü yanlış sağlık koşullarımı düzeltmekle geçti 5x 365 = 1825 gün= 43.800 saat sadece normal olabilmek için emek verdim.

Ne kadar metilasyon takviyesi alırsanız alın, metilasyonu ne kadar desteklerseniz destekleyin, cıvayı yeniden metilleyemezsiniz. Bu durumda cıva lipid bariyerlerinin arkasında içeride sıkışır ve asla kendi kendine dışarı çıkamaz. Çünkü insanlar cıvayı metillemek için doğru enzimlere sahip değildir.

Vücut tüm enfeksiyonlar, virüsler, parazitler, bakteriler, nörodejeneratif koşullar, kanser, diyabet, tiroid hastalıkları ile doğru yaşam şekli, organik yollar veya destekler ile başa çıkabilir. Ama ağır metal toksisitesi ile kolay kolay başa çıkmaz. “Çoğu organik madde doğal süreçlerle parçalanabilir. ancak, hiçbir metal parçalanamaz … Uzun süre içeride kalacaklarından emin olunuz”. Yani toksik metaller varlığını sürdürür ve onlarca yıl, hatta bir ömür boyu içimizde kalabilir.’’

Ağır metaller sebeptir, enfeksiyonlar, virüsler, parazitler, bakteriler, nörodejeneratif koşullar, kanser, diyabet, tiroid hastalıkları, fibromiyalji, alerji, kimyasal duyarlılık, histamin, düşük bağışıklık, DEHB, otizm vb.. SONUÇTUR.

Sağlık Dolu Nice Yeni Seneler Dilerim… SEVGİ KAYA ÖKTÜR

‘’ Bildiğimizden daha fazla bilmediğimiz yol vardır.’’

Bir şey hakkında bilinmesi gereken her şeyi bildiğimizi düşündüğümüzde, her şeyi çözdüğümüzde, ′′ tüm işi bitirdik ′′ der ve diğer olasılıklara kendimizi kapattığımızda, kaybetmişizdir. Açık kal ve geliştirmeye devam et. ‘

-Bryan Walsh

 

https://detoks.org.tr/yok-olan-semptomlarim-sagliga-yolculugum-agir-metal-detoksunun-tedavimdeki-yeri/

https://detoks.org.tr/yok-olan-semptomlarim-sagliga-yolculugum/

https://detoks.org.tr/saglik-yolculugumu-daha-once-paylastim-iste-gittigim-uzmanlar-arastirilan-teshisler-ve-sonuclari/

https://detoks.org.tr/ben-ne-yapiyorum/

You may also like...

Subscribe
Bildir

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Sohbeti Başlat
1
Sorularınızı bana yazabilirsiniz
Merhaba, merak ettiklerinizi buradan bize yazabilirsiniz