İlaca Bağlı Dürtü Kontrol Bozuklukları mı

İlaca Bağımlılık Yüzünden Gelişebilen Dürtü Kontrol Bozuklukları mı?

Yoksa İlaca Bağımlılık Bozukluğu mu?

Dürtü kontrol bozuklukları için kullanılan ilaçların çoğu dopamin, asetilkolin, uyarıcı hormon kortizol, serotonin, norepinefrin, glutamat- GABA konsantrasyonları, beta-endorfinin morfine benzer nörofizyolojik sonuçları üzerinden çalışır.

Peki bunları kontrol etmenin tek yolu ilaçlar mıdır? Milyonlarca dürtüsel olmayan insanda tüm bunlar nasıl normal işliyorsa, aynı doğal düzenleme yollarını öğrenmek ve uygulamak mümkün olabilir mi?

Dürtü kontrol bozukluğu olduğunu düşünenler doğru dopamin, asetilkolin, uyarıcı hormon kortizol, serotonin, norepinefrin, glutamat- GABA, beta-endorfin yönetimini yapmak kadar basit önlemler ile ilaç ihtiyaçlarını azaltabilir veya tamamen düzeltebilirler mi?

Neden olmasın?

  • Sadece kortizolü düzenlediğimizde psikiyatrik ilacını bırakan çocuklar var.
  • Asetilkolini düzenlediğimizde konuşma bozukluğu düzelen yetişkinler,
  • Cıva detoksu ile ağlamadan konuşamayacak ağır depresyondan kurtulan yetişkinler,
  • Toksik sülfitleri temizlediğimizde sürekli çığlıklar atmayı ve bağırmayı bırakan çocuklar,
  • Cıva detoksu ile zar zor tek kelimelik sözcüklerden cümleler halinde konuşmaya geçen çocuklar,
  • Cıva detoksu ile kesilmiş algı, iletişim ve görsel teması tam olarak düzelen çocuklar var.

Yukarıda listelenenlere benzer engellere takılan metabolik çarkları döndürmek için, inanç ve azimle,  okumaya, anlamaya, sorunları çözmeye çabalayan bu ve benzeri insanlar ile yapılan çalışmalar gurur duyulacak kadar değerli. Desteklerini eksik etmeyen herkese teşekkürler…

 

Bilimsel sağlık araştırmalarını anlamak, sanıldığının aksine her zaman zor değildir, ama zaman alıcıdır. İlaçları azaltmak, hatta bırakmak için, araştırmaların verilerini kullanabilecek derin tecrübe gerekir. Çok basit bir mineralin, enzimin veya beslenme-yaşam tarzı değişikliğinin sağlık için yaratacağı farkın büyüklüğü emsalsiz olabilir. Bunu yaparken her nekadar bilimsel veriler ile de ilerleseniz, ciddi sağlık seçimleri konusunda uzman hekim desteğinizi ihmal etmeyiniz. Sayfamız/gurubumuz sadece eğitim ve bilgi amaçlıdır.

Benim gibi naturopati uzmanları sağlık sorunlarının oluş sebeplerini bulmaya odaklanır.

Hastalığa sebep olan riskli faktörler bilimsel ve tıbbi testler ile tespit edilir, tespit edilen sebeplerin ise yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme, mineral-vitamin kofaktörleri, enzimler ve detoks gibi, ilaçları içermeyen, doğal yollar ile dengelenmesi anlatılır.

İyileşmeyi naturopati uzmanı değil, vücudun kendisi yapar.

Bu bir tedavi değil, bilimsel verili testlerinize göre, neyin yanlış işlediği ve yanlışı düzeltmek için nasıl sağlıklı yaşanacağının anlatılması sürecidir. Başka bir deyişle; vücudunuza kendini iyileştirmesi ve tamir etmesi için doğru koşulları nasıl sağlayabileceğinizi içeren bir eğitimdir.

Klasik tıbbi sistemde hastalara, birçok açıdan yüksek yan etkilere maruz bırakma riski ile birlikte; dopamini, asetilkolini veya kortizolü vb. düzenlemek için genellikle kimyasal ve sentetik ilaçlar reçete edilir. Bu yan etkilerden biri de ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluklarının gelişimi sorunudur.

Şimdi bu konudaki literatür taramasına göz atalım:

İlaca bağlı dürtü kontrol bozukluklarının gelişimi, en çok dopamin agonistleri ile ilişkilidir.

Atipik antipsikotikler, antidepresanlar ve hatta hormonal tedaviler gibi ajanlar, ilaca bağlı dürtü kontrol bozuklukları / ICD hastalık kodları ile sınıflandırılan yan etkiler meydana getirebilir. İlaca bağlı dürtü kontrol bozuklukları, bazı ilaçlarla tedavi edilen hastaların bazısında yoğun, bazısında hafif görülebilirken bazısında hiç görülmeyebilir. Bu sonuçlar, kullanıcının biyolojik koşulları, yaşı cinsiyeti kadar, ilacın dozuna, kullanım sıklığına da bağlı değişebilir.

Atipik Antipsikotikler

Atipik antipsikotikler kullandığında, ilaca bağlı dürtü kontrol bozuklukları yaşayan bireylerle ilgili çok sayıda vaka raporu vardır. Antipsikotik kaynaklı ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluğu gelişminin çoğu raporu, Abilify (Aripiprazol) ve Risperdal (Risperidon) kullanımına göre rapor edilmiştir.

Abilify:

Abilify’ın yapımcılarına karşı, özellikle belli bir kullanıcı alt grubunda dürtü kontrol bozukluklarına neden olabileceği için birçok dava açıldı. Abilify ile ilişkili dürtü kontrol bozukluklarının en yaygın olanı patolojik kumar oynama, ölçüsüz ve tehlikeli düzeyde risk almadır. Abilify kullanıcıları arasında birkaç patolojik kumar ve ölçüsüz risk alma vakası bildirilmiştir ve her vakada hastaların hiçbirinin önceden kumar oynama öyküsü yoktur.

24 yaşındaki bir kadın arasında Abilify’ın neden olduğu hiperseksüaliteye ilişkin başka bir vaka belgelenmiştir. Kadın, Abilify ile tedaviden sonra sürekli mastürbasyon yapma dürtüsü ve yüksek bir cinsel dürtü bildirdi. Araştırmacılar, şizofreni veya şizoaffektif bozukluğu olanların, anormal dopaminerjik ton nedeniyle Abilify kaynaklı ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluğuna en yatkın  gurup olabileceğini düşünüyor.

Abilify tarafından indüklenen dopaminerjik modülasyonun cinsel işlevi etkilediği ve ayrıca kumar oynama ve ölçüsüz ve tehlikeli düzeyde risk alabilmeyi artırabileceği anlaşılmaktadır. Abilify’ın kısmi D2 reseptör agonizmi, mezolimbik devrede (özellikle nükleus akumbenste) dopaminerjik aktivite agonizmi ve muhtemelen 5-HT1A veya 5-HT2A reseptörleri üzerindeki etkileri ilaca bağlı hastalık sınıflandırmaları/ICD’lere neden olabilir. Abilify kaynaklı dürtü kontrol bozukluklarının tüm vakalarında, dürtüler Abilify’ın kesilmesiyle azaldı.

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21241242

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18794655

 

Risperdal:

Birkaç Risperdal kaynaklı hiperseksüalite vakası bildirilmiştir. Her 3 vakada da bireyler şizofreni tedavisi için Risperdal kullanıyordu. “Bayan” olarak anılan bir hasta 71 yaşındaydı ve 20 yıldır duldu. Risperdal’ı haftada üç kez intramüsküler olarak alıyordu. Risperdal tedavisi, günde 2-3 kez mastürbasyon yapmasına neden oldu ve Risperdal’ın kesilmesinin ardından aşırı cinsellik azaldı.

53 yaşında bir erkek ve 23 yaşında bir erkek de dahil olmak üzere başka bir çift vaka belgelendi. İlk vakada, 53 yaşındaki kişi sıklıkla mastürbasyon yapmakla meşgul oldu ve bir cinsel partnere ihtiyaç duydu. 23 yaşındaki vaka, bildirildiğine göre teşhircilik, teklif verme ve cinsel olarak yasaklanmış konuşmalarla uğraştı. Her iki hasta için de Risperdal’ın kesilmesi hiperseksüaliteden tamamen kurtulmayla sonuçlanmıştır.

Araştırmacılar, Risperdal’ın 5-HT2A reseptörlerinin antagonizmi yoluyla dürtü kontrol bozukluklarına, özellikle hiperseksüaliteye neden olabileceğini düşünüyor. Bu prefrontal kortekste dopamin salınımını arttırır. Alfa-2 adrenerjik reseptör antagonizmi, genital uyarımı etkileyebileceği için hiperseksüalitede de rol oynayabilir.

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23999483

Antidepresanlar

Antidepresanlardan ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluğu geliştirme riski nispeten düşük olmasına rağmen, antidepresan tedavisinde ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluğu geliştiren bireylerin vaka raporları vardır.

Flupentiksol:

Bu, onaylanmış bir antidepresan ve antipsikotiktir. Düşük dozlarda antidepresan olarak kullanılabilirken, yüksek dozlarda D1 ve D2 reseptörlerini inhibe ederek antipsikotik görevi görür. Bir vaka raporu, flupentiksolün (7 mg’da) patolojik kumar oynamayı, ölçüsüz ve tehlikeli riskler almayı tetiklediğini öne sürüyor. Bu ilacın kesilmesi, aşırı kumar oynama ve ölçüsüz risk alma eğilimini azaltmıştır.

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24356928

Moklobemid:

Araştırmalar, inme veya Parkinson hastalığı geçirmiş kişilerde atipik antidepresan moklobemid tedavisinin hiperseksüaliteye neden olabileceğini gösteriyor. Tüm vakalarda, moklobemid kaynaklı hiperseksüalite, tedavinin kesilmesiyle sona erer. Hiperseksüalite gibi ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluğunun inme ve Parkinson olmayan hastalarda ortaya çıkıp çıkmadığı açık değildir.

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9704167

Selegilin:

Bu, bir antidepresan ve ayrıca bir anti-Parkinson ilacı olarak kullanılan bir MAOI veya monoamin oksidaz enziminin inhibitörüdür. Hiperseksüalite ve parafili yan etkileri olarak anlaşılsa da, nadiren ortaya çıkarlar. Bununla birlikte, bir rapor erken başlangıçlı Parkinson hastalığı olan iki kişi arasında Selegilin tedavisinin başlatılmasının ardından hem parafili hem de hiperseksüel davranışı belgelemiştir. Parafili: kişinin toplum tarafından onaylanmayan bir uyarıcıya karşı cinsel ve bağımlılık içeren bir tekrarlayıcı dürtü kontrol bozukluğudur.

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16730214

Zoloft:

Nadir durumlarda, Zoloft (Sertraline) alan kişiler dürtü kontrol bozuklukları yaşayabilir. 55 yaşındaki bir adamın belgelenmiş bir vakası; yüksek cinsel istek başlangıcını ve karısıyla artan cinsel ilişki taleplerini not eder; bu evlilik çatışmasına yol açar. Adamın Wellbutrin’i (Bupropion) almış olmasına rağmen, artan cinsel arzuyu sergilemesi, yardımcı olarak Zoloft eklenene kadar yoktu.

Zoloft’un kesilmesinin ardından, hiperseksüalite 1 aylık bir süre içinde düzeldi. Araştırmacılar, Zoloft’un, serotonin (5-HT2 / 5-HT3) reseptörleri, dopamin reseptörleri (ve nükleus akumbens seviyeleri) ve norepinefrin reseptörleri üzerindeki etkisi dahil olmak üzere çok sayıda mekanizma yoluyla hiperseksüaliteyi indüklemiş olabileceğini düşünüyor. Wellbutrin’in Zoloft tarafından CYP2D6 izoenzimleri aracılığıyla azalan metabolizması da bu hasta arasında aşırı cinselliğe yol açmış olabilir.

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22943020

Diğer İlaçlar

Atipik antipsikotikler, antidepresanlar ve hatta hormonal tedaviler gibi ajanlar, ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluğu gibi yan etkiler meydana getirebilir. İlaca bağlı dürtü kontrol bozuklukları bu ilaçlarla tedavi edilen hastaların bazısında yoğun, bazısında hafif görülebilirken bazısında hiç görülmeyebilir. Bu sonuçlar, kullanıcının biyolojik koşulları kadar, ilacın dozuna, kullanım sıklığına da bağlı değişebilir.

Adet problemlerini, büyüme hormonu aşırı üretimini, tip 2 diyabeti ve hipofiz tümörlerini tedavi etmek için kullanılan ilaçlar arasında dürtü kontrol bozukluklarına neden olabilen birçok türde ilaç bulunur. En yaygın örneği, “Parlodel” ve “Cyloset” markaları altında pazarlanan bromokriptindir. Bu ajanların çoğu kullanıcısı, normalde dürtüsellik sorunları yaşamazken, adet büyüme insülin hipfiz hormon ilaçları kullandıklarında, dürtü kontrol bozuklukları yaşadıklarını bildirmiştir.

Bromokriptin:

Makroprolaktinoma (hipofiz bezinde hormon salgılayan tümörler) tedavisi için bromokriptin alan birkaç kişi ilaca bağlı dürtü kontrol bozukluğu bildirmiştir. Genellikle ilaca bağlı  dürtü kontrol bozukluğu vakaları, bromokriptin gibi ajanlarla uzun süreli bir tedaviden sonra ortaya çıkar. Bilimsel literatürde uzun süreli bromokriptin uygulamasından sonra patolojik kumar oynayan, tehlikeli ve ölçüsüz risk almaya yatkınlık geliştiren genç bir hastadan bahsedilmektedir.

Bu ilaca bağlı gelişen dürtü kontrol bozukluğu literatür taramasını okuduktan sonra, bu bozukluklardan herhangi biri varsa bile, lütfen tıbbi tedavilerinizi uzman hekiminize danışmadan bırakmayınız.

Nasıl ki her ilaç her kişiye uygun değilse ve genel poülasyonun bir bölümünde dürtü kontrol bozukluğu yaratabiliyorsa, doğal metabolik yolakların sağlıklı çalışması için anlatılan konularda her bünye için farklı sonuçlar oluşturabilir.

Her doğru gözüken net doğru olmayabilir, her yanlış gözüken de bazen eksik bilgi ve uygulamalar ile bunu resmi sistemler bile yayınlamış olsa net yanlış olmayabilir. (büyük salgın paniği ile nüfusun büyük bölümüne zorla dayatılan bazı ismi malum uygulamalar gibi)

Tedaviler için kullanılan ürünlerin; ilaç veya doğal bitkiler, sular, besinler olması, onu her koşul için doğru veya yanlış yapmaz. Lütfen bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bu çağda, önerilen her konunun bilimsel çalışmalarını sorgulayınız.

DEHB Şiddetli Metal Toksistesi ve Mineral Dengesizliğidir. Gerçekten gerekli tedavi nedir? Okumak için tıklayınız.

 

 

Sağlığınızı düzeltmek için mucizevi reçeteler aramayı bırakmak, bozuklukların sebebini anlayarak, çözümü arayan bir bakış açısı kazanmak mutlu sona ulaşmayı sağlayan gerçek bilimsel yoldur. Çünkü bilim sonuçların sebeplerini arar. Okumak için tıklayınız.

Günümüz endüstriyel dünyasında herkes hergün besinler, soluma, kozmetikler, ilaçlar ve daha sayamadığımız çok fazla yolla ağır metaller ve sonsuza kadar yok olmayan toksinlere maruz kalmaktadır: Okumak için tıklayınız.

Ağır Metal – Mineral Testleri Ve Yorumları, Detoks Ve Kaçınılması Gereken Destekler İçin, İhtiyacı Olanlara Naturopatik Eğitim Ve Danışmanlık Verilmektedir.

 

You may also like...

Subscribe
Bildir

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Sohbeti Başlat
1
Sorularınızı bana yazabilirsiniz
Merhaba, merak ettiklerinizi buradan bize yazabilirsiniz