Ağır metallerin üreme fonksiyonu üzerinde etkileri

 1.

Cıva, pelvik ve pektoral kemeri tutan proksimal zayıflığa neden olabilir. Pelvik taban;  rahim, sidik torbası, vajina ve anüse destek olan kas, sinir, bağ dokularından oluşur. Ve bu sistemin sorunsuz işlemesine yardımcı olur.

Cıva maruziyetine bağlı rahim kaslarındaki bir zayıflık, düşükler veya fetüsün rahimde tutunması için sorunlar oluşturabilir.

Milyonlarca kadın pelvik taban zayıflığından kaynaklı idrar kaçırma veya rahim sarkması gibi sorunlar yaşıyor, ama modern yaşamımızın salgını olan kronik cıva zehirlenmesini veya ağızlarında cıvalı amalgamlar olup olmadığını kontrol etmek pek fazla uzman veya hastanın aklına gelmiyor.

2.

Östrojen, kadınlarda normal cinsel ve üreme gelişiminden sorumludur. Onu birincil kadınlık hormonu olarak değerlendirebiliriz. Östrojen öncelikle yumurtalıklarınızdan salgılanır.

Östrojeni etkileyen birincil ağır metaller cıva, kadmiyum, arsenik, kurşun ve nikeldir.

Bu metallerin doğal östrojen üretimini azalttığı ve hatta vücudunuzdaki östrojenin etkilerini taklit ettiği bulunmuştur. Östrojen taklit eden bileşikler, vücudunuzdaki östrojen reseptörlerine bağlanabilir ve östrojene benzer şekilde yolları etkinleştirebilir. Aşırı aktivasyon olduğunda bu bir problem haline gelir ve hatta vücudunuza daha az östrojen üretmesini söyleyen negatif bir geri bildirim döngüsü yaratabilir.

Araştırmalar, cinsiyet hormonlarındaki etkileşimi nedeniyle cıvanın hem erkek hem de kadın doğurganlık, hamilelik, menstruasyon döngüleri ile ilgili sorunlara neden olabileceğini ve doğuştan kusurlara yol açabileceğini göstermektedir.

Yüksek kurşun seviyelerinin de cıva gibi östrojeni artırdığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, kurşunun östrojeni de inhibe edebileceğini ve rahim üzerindeki zararlı etkisinden dolayı potansiyel olarak kısırlığa yol açabileceğini gösteren hayvan araştırmaları vardır.

Hem arsenik hem nikel hem de kadmiyum, vücudunuzda östrojen görevi gören metaller olan metalöstrojenler olarak kabul edilir – bunlar östrojen reseptörlerine kenetlenebilir ve onları bloke ederek, hormon gibi davranan metallerdir.

Araştırmalar, nikel ve kadmiyum toksisitesinin, östrojen baskın bir hastalık olan endometriozis için etkin faktör olduğunu gösterir. Endometriozis, rahim dokunuza benzer bir dokunun, rahminizin dışında büyüdüğünde ortaya çıkan ağrılı bir hastalıktır. Bu doku uterus dokusu gibi davrandığı ve adet döneminizle birlikte aylık bir kalınlaşma ve parçalanma döngüsü izlediği için şiddetli ağrıya neden olabilir.

Endometriozis ile mücadele edenler için östrojen üzerindeki etkileri ile asıl sorun; arsenik, nikel ve kadmiyum olabilir.

3.

Testosteron, birincil erkek cinsiyet hormonudur. Testosteron sperm üretimini etkiler.  Yüksek testosteron seviyeleri akne ve düşük sperm sayısı gibi sorunlara yol açabilir.

Testosteron üretimini etkilediği bilinen ağır metaller; kurşun, arsenik, kadmiyum ve cıvadır.

Cıva toksisitesinde, yüksek testosteron seviyeleri ile işaretlenen hormonal bozukluk PCOS/polikistik yumurtalık sendromu) belirlenmiştir, bu da cıvanın testosteron üretimini artırabileceğini gösterir. Yüksek testosteron= düşük sperm sayısıdır

Hayvan deneklerdeki sonuçlar, cıva toksisitesinin testosteron üretimini de azaltabileceğini ve hayvanların üreme yeteneğini azaltabileceğini göstermektedir.

Kandaki yüksek kadmiyum seviyeleri, düşük testosteron seviyeleri ile ilişkilidir. Bazı araştırmalar kadmiyumun testisler üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğunu, fonksiyonlarını azalttığını ve ardından testosteron üretimini engellediğini göstermektedir. Kadmiyum için bilinen en sık maruziyet; sigara içmek veya içen birinin yanında sürekli olarak dumanı solumaktır.

Arsenik maruziyeti, testosteron üretimi üzerindeki inhibe edici etkisi nedeniyle erkeklerde üreme ve doğurganlık sorunlarıyla ilişkilendirilmiştir.

Araştırmalar, arsenik maruziyetinin bazı erektil disfonksiyon (ED) vakalarının temelinde yattığını göstermektedir.

Yüksek seviyelerde kurşunun testosteron üretimini engellediği gösterilmiştir, ancak kurşun karaciğer kanseri riskiyle birlikte olduğunda testosteronu artırabileceği gözlenmiştir.

4.

Progesteron, yumurtlamadan sonra, adet döngüsünün ikinci yarısında, endometriyumu gebelik potansiyeline hazırlamak için yumurtalıklar tarafından salgılanır. Bu, döllenmiş bir yumurtayı kabul etmek için endometriyal zarın kalınlaşmasını tetikler. Bu yüzden progestron adet döngüsü ve üreme süreçlerinde çok önemli bir rol oynar.

Progesteron dengesizliğinin semptomları:

Anormal uterin kanama
Düzensiz dönemler
Kaçırılan dönemler
Sivilce
Hamilelik sırasında lekelenme
Düşükler
Miyomlar
Kilo almak
Azalan cinsel dürtü
PMS
Ruh hali dengesizliği

Progesteron ile etkileşime girebilecek birincil ağır metaller; bakır, kurşun ve kadmiyumdur.

Bazı araştırmalar bakırın endometriyumun yapısını değiştirebileceğini ve mevcut progesteron reseptörlerinin sayısını azaltabileceğini göstermektedir.

Bazı araştırmalar progesteron üretimini engelleyebileceğini gösterdiğinden, kurşun progesteron seviyeleri üzerinde dinamik bir etkiye sahip olabilirken, diğer çalışmalar kurşun maruziyeti ile progesteron artışı arasında bir korelasyon olduğunu göstermektedir.

Kadın üreme sistemi söz konusu olduğunda kadmiyum en kötü suçlulardan biridir. Araştırmalar, pregnenolonun (progesteronun bir öncüsü) aktivitesine müdahale ederek progesteron sentezini bozabileceğini göstermektedir. Kadmiyum ayrıca tekrarlayan düşüklerin arkasındaki suçlu olabilir.


Prolaktin

Prolaktin, temel olarak anne sütü üretiminden sorumlu olan bir hormondur. Bu hormon göğüslerin büyümesine ve gelişmesine neden olur ve sonunda bebek doğduğunda süt sağlar.

Ana işlevi anne sütü üretimindeyken, bu hormon hem erkeklerde hem de kadınlarda bulunur ve tüm hormonal sisteminize yakından bağlı olduğu için diğer cinsiyet hormonlarının işlevini etkileyebilir.

Prolaktin dengesizliğinin bazı semptomları:

İstenmeyen emzirme
Östrojen eksikliği
Adet bozuklukları
Testosteron eksikliği
Cinsel sorunlar
Yetersiz süt kaynağı

Kurşunun prolaktinin kan seviyelerini düşürdüğü ve bunun anne sütü üretiminde azalmaya neden olduğu gösterilmiştir.

Öte yandan kadmiyum, duruma bağlı olarak prolaktin üzerinde üretimi artıran veya azaltan dinamik bir etkiye sahip olabilir. Araştırmalar, östrojeni taklit eden bir bileşik olarak kadmiyumun prolaktin salınımını uyarabildiğini ve üretimini artırabildiğini göstermektedir.

Tersine, laboratuvar çalışmaları, hücreler kadmiyum ile muamele edildikten sonra prolaktin salınımının engellendiğini göstermektedir. Bu, kadmiyumun ağır metalin prolaktinin tipik davranışını bozduğu çeşitli mekanizmalara işaret edebilir.

Ref: W.Myers

 

Ağır Metal – Mineral Testleri Ve Yorumları, Detoks Ve Kaçınılması Gereken Destekler İçin, İhtiyacı Olanlara Naturopatik Eğitim Ve Danışmanlık Verilmektedir.

You may also like...

Subscribe
Bildir

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Sohbeti Başlat
1
Sorularınızı bana yazabilirsiniz
Merhaba, merak ettiklerinizi buradan bize yazabilirsiniz