Amalgam Kaynaklı Dermatid Liken Tiroid Yanan Ağız Sindirim Kronik Yorgunluk Böbrek Hastalığı, Titreme, Konuşmada Gecikme Ve Diğerleri
Dünya Sağlık Örgütü tarafından beyan edildiği gibi, diş amalgamları genel nüfus için birincil inorganik cıva ve cıva buharı kaynağıdır.
Dental amalgam dolgular, alaşımın %50’sini oluşturan elemental bir metalik cıva kaynağıdır.
Dental amalgamın kimyasal kararsızlığı göz önüne alındığında, monoatomik gaz olarak cıva buharı amalgam yüzeylerinden sürekli salınır ve yiyecekleri çiğneme cıva emisyon oranını hızlandırır.
Amalgam dolgulardan günlük olarak emilen cıva miktarına ilişkin mevcut tahminler, günde 9 ila 17 μg arasında değişmektedir.
Merkezi sinir sistemi, beyin ve böbreğin cıva buharına kronik maruz kalma için önemli bir hedef organlar olduğu düşünülmektedir.
Lipofilik olan cıva buharının toksisitesi, metalin endojen ligandın kükürt/sülfür grupları (SH) ile moleküler bağlanması ile ilgilidir. Cıva, tiyol ligandlarının SH gruplarına hevesle bağlandığından, hücre içi protein yapısının ve fonksiyonunun değiştirilmesi nedeniyle otoimmün reaksiyonlar meydana gelebilir.
Cıva ve otoimmünite arasındaki ilişki hakkında çok fazla araştırma var.
Hücresel bağışıklığın immünosupresyonu veya immünoaktivasyonu ve antikor tepkileri in vitro ve in vivo olarak gözlemlenmiştir. Cıvanın insanlarda ve deney hayvanlarında da otoimmüniteye neden olabileceğine dair kanıtlar tespit edilmiştir.
Amalgamlardan cıva buharına uzun süre maruz kalma öyküsü olan ve olumsuz etkiler gösteren bir hasta grubunu uygun bir şekilde seçilerek testler yapıldı.
Toplam 24 hasta tespit edildi;
- 6’sında sistemik dermatit,
- 4’ünde oral liken planus,
- 5’inde tiroid hastalığı bulguları,
- 3’ünde yanan ağız sendromu,
- 2’sinde gastrointestinal patoloji,
- 1’inde kutanöz liken planus,
- 1’inde kronik yorgunluk sendromu,
- 1’inde böbrek hastalığı vardı.
-Claudio Minoia Journal of Environmental Pathology, Toxicology and Oncology
Cıva Toksisitesi ve İnsanlar Üzerindeki Etkileri
Metilcıva kan akışıyla vücutta dağılıp beyne girdikten sonra yapısal hasara neden olabilir.
Metilcıva /MeHg toksisitesi için kritik hedef, merkezi sinir sistemidir.
- Fiziksel lezyonlar,
- el ve ayak parmaklarında karıncalanma ve uyuşma,
- koordinasyon kaybı,
- yürüme güçlüğü,
- yaygın halsizlik,
- işitme ve görme bozukluğu,
- titreme
- ve son olarak ölüme yol açan bilinç kaybı şeklinde kendini gösterebilir.
Gelişmekte olan fetüs, metilcıva/MeHg maruziyetinden dolayı özellikle risk altında olabilir.
Hamilelik sırasında metilcıva/ maruz kalan annelerden doğan bebekler, aşağıdakiler dahil olmak üzere çeşitli gelişimsel nörolojik anormallikler sergilemiştir:
- yürüme ve konuşmada gecikme,
- serebral palsi,
- değişen kas tonusu ve derin tendon refleksleri
- düşük nörolojik test puanları.
- Annenin cıva toksisitesi, bu yavruların olumsuz etkiler sergilemesi için hamilelik sırasında mevcut olabilir veya olmayabilir.
- Genel popülasyonda metilcıva/maruziyetinin ardından gözlemlenen kritik etkiler, ataksi ve parestezi dahil olmak üzere çoklu merkezi sinir sistemi etkileridir.
Ataksi yürüme, konuşma, el hareketleri gibi hareketleri yaparken görülen özel bir tür beceri kaybına verilen genel isimdir. Ataksili bir kişide görülen temel şikayetler
- dengesiz yürüme,
- düşmeler,
- peltek veya zorlanarak konuşma,
- ellerde titreme ve beceri kaybı,
- gözlerde titremedir.
Parestezi ciltte hissedilen, ve belirgin uzun süreli etkisi olmayan, karıncalanma, uyuşma, iğnelenme, yanma hissidir. Huzursuz bacak gibi sendromlarda karıncalanma, uyuşma, yanma, kaşıntı ve ağrı eş zamanlı olarak görülebilir.
-Sergi Fuertes Diez Reviews of environmental contamination and toxicology
Ağır Metal – Mineral Testleri Ve Yorumları, Detoks Ve Kaçınılması Gereken Destekler İçin, İhtiyacı Olanlara Naturopatik Eğitim Ve Danışmanlık Verilmektedir.