İnorganik cıvaya karşı duyarlılık kısırlık için bir risk faktörü olabilir

Genç nesilde, infertilite artık her altı çiftten birini etkilemektedir.

Kısırlık şu anda büyüyen bir sorundur. İnfertilite nedenleri endokrin, genetik, anatomik, immünolojik veya psikojenik problemlere bağlı olabilir.

  • Organik ve inorganik cıva maruziyeti ile erkek kısırlığı arasındaki ilişki Choy ve Hanf tarafından iş arkadaşlarıyla birlikte tanımlanmıştır.
  • Kurşun ve kadmiyuma maruz kalma, birkaç yazar tarafından tanımlandığı gibi doğurganlığın azalmasına ve sperm kalitesinin düşmesine neden oldu.
  • Dünya çapında en sık kullanılan diş alaşımı olan amalgam, Pleva tarafından gebeliğin risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
  • Almanya çalışmalarında, cıva ve diğer metallerin şelasyon yoluyla uzaklaştırılmasının, kısır kadınların spontan gebe kalma şanslarını iyileştirdiğini bildirdi.

-Jirina Bártová, Stepan Podzimek

Ağır metallere duyarlı bireyler, metallere verilen otoantikor yanıtı ve immun reaksiyonları bozabilmeleri  yoluyla üremeyi olumsuz etkileyebilmektedirler.

Bu şekilde değiştirilmiş patolojik bağışıklık tepkisi, kısırlığa neden olabilir.

İnfertilitesi olan ve serumunda kanıtlanmış antisperm antikorları bulunan hastalarda metallerle uyarılma sonrası lenfosit reaksiyonunu ve antisperm antikorlarının üretimi araştırıldı.

Daha önce antisperm antikor varlığının nedeni belirlenememiştir.

Çalışma bulgularına göre; Hastaların %50’den fazlası cıva, demir, alüminyum ve gümüşe ortalama olarak lenfosit reaktivitesi ile tepki veriyordu. Cıva alerjisi olan ve olmayan hastalardaki lenfosit reaksiyonu karşılaştırıldığında, cıva intoleransı olan hastaların lenfositlerinin, lenfositlerinin cıva ile uyarılmasından sonra daha fazla antisperm antikor ürettiğini bulduk.

Bu sonuca göre; MELISA testi ile teşhis edilen metal intoleransı olan hastalarda, dental materyallerden metal iyonlarının salınması doğurganlığı olumsuz etkileyebilecek uyarıcı faktörlerden biri olabilir.

Dış sperm zarı çözünür antijenik bileşenlerden oluşur ve bazı durumlarda oto-(izo-)antikorların üretimini indükleyebilir.

Ağır metaller biyolojik olarak aktif maddelerdir ve duyarlı kişilerde bağışıklık sistemini etkileyerek sağlık bozukluklarına neden olabilir. Ağır metallerin hücresel aşırı duyarlılığa (gecikmiş tip veya tip 4 reaksiyon) neden olduğu bilinmektedir, ancak hümoral tepkiler de etkilenebilir.

Metallere karşı istenmeyen reaksiyon ile otoantikorların varlığı arasında bir ilişki birçok yazar tarafından ele alınmıştır. Sitokin üretimindeki değişiklikler bildirilmiştir. Cıva, kadmiyum ve kurşun gibi metaller nispeten düşük konsantrasyonlarda toksik olduğundan, metal antijenlerinin neden olduğu istenmeyen reaksiyonlar, hastanın sağlık durumunu daha da zorlaştırabilir. Otoimmün ve alerjik hastalıkları olan hastalar özellikle savunmasız olabilir.

Metallere karşı otoimmün reaksiyonlar ve kısırlık arasındaki bağlantıları araştıran bu çalışmaya katılan tüm denekler, birincil kısırlık (bilinmeyen bir sebeple hastanın kendi çocuğuna sahip olmaması) nedeniyle tedavi edildi ve kanlarında anti-sperm antikorları vardı. Diğer bir seçim kriteri ise ağız boşluğunda sadece amalgam restorasyonların bulunmasıydı. 40 hastanın tamamı bu kriterleri karşıladı.

Sonuçlara göre diş amalgamında yaygın olarak kullanılan metallere kısırlıkla mücadele eden erkek ve kadınların reaktivitesi tespit edildi:

  • Test edilen 20 kadından 15’i (%75) ve test edilen 20 erkekten 15’i (%75) inorganik cıvaya artmış lenfosit proliferasyonu ile yanıt verdi.
  • Katılımcıların bir bölümünde, diş hekimliğinde sıklıkla kullanılan veya çevrede bulunan diğer metallerle lenfosit uyarımı
  • Test edilen hastaların yarısından fazlası demir ve alüminyuma karşı pozitif reaksiyon gösterdi.
  • Diğer metallere verilen pozitif tepkiler daha seyrek görülmüştür (test edilen kişilerde %20-25 kadmiyum ve platine, %10-20 titanyum, organik cıva, kurşun, nikel, krom, molibden, altın ve çinkoya tepki gözlendi).
  • Organik cıva reaksiyonunun sonuçları, test edilen dört form – metilcıva, etilcıva, fenilcıva ve timerosal için ortalama değer olarak sunuldu.
  • Erkekler ve kadınlar arasında lenfositlerin metallere karşı reaktivitesinde önemli bir fark sadece kadmiyum için tespit edildi, ancak diğer metaller için fark tespit edilmedi.

Bu çalışmada kısırlıkla mücadele eden hastalarda, sıklıkla inorganik cıvaya ve çevrede her yerde bulunan diğer metallere karşı artan lenfosit uyarımı görülmüştür.

Fertilite grubuyla karşılaştırıldığında, infertil hastalardaki sonuçlar, test edilen tüm metaller için önemli ölçüde daha yüksekti.

En yüksek reaktivite, inorganik cıva klorüre maruz kalan lenfositlerde görüldü.

Cıva tarafından tetiklenen artan lenfosit stimülasyonu, cıva kaynaklı inflamasyon olasılığını gösterebilir.

Nikel, krom, kobalt, cıva ve altın gibi bazı metallerin de, standart yama testinin gösterdiği gibi oldukça alerjen olduğu ve

  • sıklıkla oral liken planusa,
  • temas alerjisine
  • yorgunluk ve otoimmüniteye neden olduğu kabul edilmektedir.

Son yıllarda, bağışıklık sisteminin hiporeaktivitesi veya hiperreaktivitesi ile karakterize edilen hastalıklarda bir artış olmuştur.

Genç nesilde, infertilite artık her altı çiftten birini etkilemektedir.

Bunun nedeni daha önce açıklandığı gibi sperm kalitesindeki düşüş olabilir.

Ağır metallere maruz kalma, beslenme alışkanlıkları, sigara içme ve çeşitli çevresel faktörler erkeklerde ve kadınlarda kısırlığı açıklamaya dahil edilmiştir.

Erkek kısırlığına karışan en sık faktörler;

  • kadmiyum, kurşun, manganez ve cıva gibi ağır metallere, pestisitlere ve çözücülere mesleki maruziyet,
  • sigara kullanımı ( kadmiyum, kurşun, cıva, nikel ve manganez) ve
  • deniz ürünleri (metilcıvaya maruz kalma) ile sık beslenmektir.

Kadınlarda üreme sorunları yaratan faktörler arasında;

  • deniz ürünleri açısından zengin beslenme (metilcıvaya maruz kalma),
  • gecikmiş çocuk doğurma,
  • cinsel davranış değişiklikleri,
  • sigara içme ve
  • uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı sıklıkla söz konusudur.

Vajinal jeller gibi kontraseptifler cıva koruyucular içerebilir.

Otoimmün etiyoloji bağlamında, metallerin gebeliğin sonucu üzerinde olumsuz etkisi olabilecek otoantikor oluşumuna ve inflamasyon reaksiyonlarına katılabileceğini varsayıyoruz.

Kısır erkeklerde kanda yüksek düzeyde anti-sperm antikorları vardır, bu da antisperm antikorlarının klinik önemine işaret eder.

Genetik olarak duyarlı hayvanlarda cıva ve altın, lokal ve sistemik otoimmüniteyi indükler.

Hastalar amalgama maruz kaldığında, amalgam restorasyonlardan sızan inorganik cıvanın gebelik sonucunu olumsuz yönde etkilemesi göz ardı edilemez.

Sonuç olarak, bu çalışmanın sonuçları, amalgam dolgulardan salınan cıvanın, metale duyarlı hastalarda doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebilecek bir risk faktörü olabileceğini göstermektedir.

Üreme hastalıkları tedavilerine gereksinim duyan çiftlerin; ağır metal testleri ve otoimmün metal duyarlılık testlerinin kontrolü ile eğer metallere karşı aşırı yanıt varsa, önce bunu giderecek önlemler ile detoksifikasyon programı uygulaması, sağlıklı ve doğal gebelik için başarı şansını arttıracaktır.

Ağır Metal – Mineral Testleri Ve Yorumları, Detoks Ve Kaçınılması Gereken Destekler İçin, İhtiyacı Olanlara Naturopatik Eğitim Ve Danışmanlık Verilmektedir.

You may also like...

Subscribe
Bildir

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Sohbeti Başlat
1
Sorularınızı bana yazabilirsiniz
Merhaba, merak ettiklerinizi buradan bize yazabilirsiniz